Telefondaki Görüşme ve Kayıtların Hukuki Durumu Telefon Görüşmelerinin Delil Olarak Kullanılması

 Yargıtay Kararı: Telefondaki Görüşme ve Kayıtların Hukuki Durumu

Telefondaki görüşme ve tüm kayıtların hukuki durumu, günümüz dijital çağında giderek önem kazanan bir konudur. Bu hassas mesele, kişisel gizlilik hakları ile adli soruşturmaların etkinliği arasındaki dengeyi koruma çabasını yansıtır. Gizlice veya izinsiz bir şekilde yapılan kayıtların yasal sonuçları, özellikle mahkemede delil olarak kullanıldığında, önemli hukuki sonuçlar doğurabilir. Yargıtay’ın bu konudaki kararları, toplumun farklı kesimlerini etkileyen yasal çerçeveyi şekillendirmede belirleyici rol oynamaktadır.

Bu makalede, telefon incelemesi ve kayıtlarının delil olarak kullanılmasına ilişkin yasal düzenlemeleri ele alacağız. CMK 134. maddesi kapsamında cep telefonu incelemelerinin nasıl yürütüldüğünü inceleyeceğiz. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi kararlarının bu alandaki etkisini ve Yargıtay’ın konuyla ilgili içtihatlarını değerlendireceğiz. Son olarak, bu karmaşık konunun toplum ve hukuk sistemi üzerindeki etkilerini tartışacağız.

Telefon Görüşmelerinin Delil Olarak Kullanılması

Telefon konuşmaları, ceza yargılamasında önemli bir delil grubunu oluşturmaktadır. Ses kaydı, gizli kayıtların mahkemede delil olarak kullanılabilirliği, izinsiz kayıtların hukuki sonuçları ve tehdit, hakaret veya kişisel yaralanma iddialarıyla ilgili anlaşmazlıklarda bu tür kayıtların geçerli delil olarak kabul edilme koşulları gibi konularda önemli yasal sonuçlar doğurabilir. Bu deliller, suç unsurlarının belirlenmesi, faillerin yakalanması ve suç eylemlerinin açığa çıkarılması gibi pek çok konuda kullanılmaktadır 1. Ancak, telefon görüşmelerinin delil olarak kullanılabilmesi için belirli şartların sağlanması gerekmektedir.

 

Hukuka Uygun Elde Edilen Deliller

Telefon konuşmalarının delil olarak kullanılabilmesi için öncelikle hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması gerekmektedir. Yetkili mercilerin kararı olmadan yapılan soruşturma işlemleri sonucunda ele geçen telefon konuşmalarına dayalı olarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz 1. Ayrıca, telefon konuşmaları tek başına yeterli delil olarak kabul edilmemektedir. Bu konuşmaların somut olay ve olgularla örtüşmesi ve maddi delillerle desteklenmesi gerekmektedir 1.

Tesadüfen Elde Edilen Deliller

Tesadüfen elde edilen deliller, yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan, ancak başka bir suçun işlendiği şüphesini uyandıran herhangi bir delillerdir 2. Bu deliller, ancak Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 135. maddesinde belirtilen katalog suçlar kapsamında ise kullanılabilir 2. Tesadüfen elde edilen delillerin kullanılabilmesi için, elde edilen delilin tedbire konu soruşturma ya da kovuşturmayla ilgisinin bulunmaması ve CMK’nın 135/8. maddesinde katalog halinde belirtilen suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırması gerekmektedir 3.

Hukuka Aykırı Delillerin Akıbeti

Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller, ceza yargılama sisteminde ispat aracı olarak kullanılamaz 4. Anayasa’nın 38/6 maddesine göre, kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilemez 5. Söz konusu deliller arasında, Instagram mesajları ve kaydedilmiş konuşmalar gibi iletişimler de yer alabilir. Hukuka aykırı deliller, elde edilirken yasal düzenlemeye uygun hareket edilse de hukuka aykırı sayılır 5. Örneğin, işkenceyle elde edilen adreste arama kararı alınarak hukuka uygun bir arama yapılsa da burada elde edilen deliller hukuka aykırı delil olur 5.

Sonuç olarak, telefon görüşmelerinin delil olarak kullanılması, hukuka uygunluk, ilgililik ve katalog suçlar kapsamında olma gibi kriterlere bağlıdır. Bu kriterlere uymayan deliller, mahkemeler tarafından kabul edilmemekte ve hükme esas alınmamaktadır.

Telefon Kayıtlarına İlişkin Yargıtay İçtihatları

Ceza Daireleri Kararları

Yargıtay’ın ceza daireleri, telefon kayıtlarının delil olarak kullanılmasına ilişkin önemli kararlar vermiştir. Boşanma davasında delil olarak telefon kayıtlarının kullanımı da oldukça önemlidir. Bu kararlar, özellikle HTS (Historik Trafik Searchi) kayıtlarının soruşturma ve kovuşturma süreçlerindeki rolüne ışık tutmaktadır. Örneğin, bir kararda müştekinin bildirdiği telefon numaralarının HTS kayıtlarının getirtilmesi ve şikayete konu firmada müştekiye mesajları gönderen yetkililerin tespiti ile ifadelerinin alınması gerektiği vurgulanmıştır 6. Bu karar, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinin hatalı olduğunu ortaya koymuştur.

Hukuk Daireleri Kararları

Yargıtay’ın hukuk daireleri de telefon kayıtlarına ilişkin önemli içtihatlar oluşturmuştur. Özellikle 2. Hukuk Dairesi’nin kararları bu konuda yol gösterici niteliktedir. Boşanma davasında delil olarak, telefon kayıtları gibi HTS kayıtları da kullanılabilir. HTS kayıtlarının, güven sarsıcı davranışın ispatındaki önemi vurgulanmıştır 7. Ayrıca, talep edilen HTS kayıtlarının mahkeme tarafından dosyaya kazandırılmış olmasının, hüküm kurmak için tek başına yeterli olmadığı belirtilmiştir 7.

Bir başka kararda, HTS kayıtlarına delil olarak dayanılmış olmasına rağmen bu kayıtların incelenmemesi veya incelenmiş ise de bu delile itibar edilip edilmemesine dair nedenlerin gerekçeli kararda tartışılmaması bozma sebebi olarak kabul edilmiştir 7. Eşlerden birinin diğerini sadakatsizlikle itham etmesi durumunda, HTS kayıtlarına ilişkin yetersiz incelemenin de bozma nedeni olacağı belirtilmiştir 7.

İçtihadı Birleştirme Kararları

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun (İBBGK) telefon kayıtlarına ilişkin spesifik bir kararına rastlanmamıştır. Ancak, genel olarak delillerin değerlendirilmesi ve hukuka uygunluğu konusundaki içtihatlar, telefon kayıtlarının kullanımını da etkilemektedir. Telefon kayıtları, davasında delil olarak kullanılabilir ve bu tür delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi gerekmektedir. Örneğin, taraflara dayandıkları olgu ve vakıaları kanıtlama konusunda imkân tanınması, “adil yargılama hakkını” içeren “hukuki dinlenilme hakkı”nın bir gereği olarak vurgulanmıştır 8.

Sonuç

Telefon görüşmelerinin ve kayıtlarının hukuki durumu, kişisel haklar ve adli süreçler arasında hassas bir denge oluşturuyor. Ayrıca, whatsapp konuşmaları da boşanma davalarında delil olarak kullanılabilir. Yargıtay’ın bu konudaki kararları, delillerin hukuka uygunluğunu ve kullanılabilirliğini belirlemede büyük önem taşıyor. Bu kararlar, hem ceza hem de hukuk davalarında HTS kayıtlarının nasıl değerlendirilmesi gerektiğine ışık tutuyor.

Sonuç olarak, telefon kayıtlarının delil olarak kullanılması, sıkı yasal kriterlere bağlı. Bu durum, kişisel gizliliği korumak ve adil yargılanma hakkını güvence altına almak için gerekli. Gelecekte, teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu alandaki yasal düzenlemelerin ve içtihatların da evrilmeye devam etmesi bekleniyor.

SSS

1. Telefon konuşma kayıtları mahkemede delil olarak kullanılabilir mi?Cep telefonlarıyla alınan video ve ses kayıtları genellikle mahkemelerde delil olarak kabul edilir. Ancak, özel hayatın gizliliğini ihlal ederek gizlice yapılan ses kayıtları mahkemede delil olarak kullanılamaz.

2. Telefon görüşmeleri aldatma olarak değerlendirilir mi?Boşanma davalarında, eşlerin telefon kayıtları incelenebilir ve eğer eşlerden biri karşı cinsle normal olmayan saatlerde düzenli olarak görüşüyorsa, bu durum aldatma olarak kabul edilebilir. Mahkeme, bu tür durumları değerlendirmek için telefon kayıtlarını talep edebilir ve bir bilirkişi incelemesi yapılması gerekebilir.

3. Hangi tür davalarda telefon kayıtları delil olarak istenir?Telefon kayıtları özellikle aldatma iddialarıyla açılan boşanma davalarında delil olarak talep edilir. Ayrıca, eşin sadakatsiz davranışlarının ispatı, velayet ve tazminat davaları gibi diğer durumlar için de telefon kayıtları istenebilir.

4. Mahkeme kararı ile telefon kayıtlarına erişim sağlanabilir mi?Geçmişe dönük telefon kayıtlarına erişim sağlamak, ses, görüntü, video veya mesaj içerikleri olsun, genelde yasal olarak mümkün değildir. Ancak, aile mahkemeleri bazı durumlarda aranan numara, arama tarihi, mesaj gönderilen numara veya mesajın gönderildiği tarih gibi bilgileri delil olarak talep edebilir.